“Aynı yoldan yürür müsün?” diye sorsalar yanıtım “hayır” olur; fakat inceden inceye bir saygı, inceden inceye bir sevgi duyduğumu da ifade etmeden geçmem.
Mesela, lakabı “efsane paşa” olan birisinin darbelerle-muhtıralarla değil, demokratik yollarla iktidara gelme hevesinin olmasını çok değerli bulurum.
Bir netliği, gerçekliği ve gerçekçiliğinden etkilenirim.
Oy verir miyim?
Kuşkusuz ki vermem…
Çünkü ben Mustafa Kemal sevgimin yanına emeği, hakça düzeni, adaleti, eşitliği de katarak sandığa giderim.
Peki, o, öyle değil mi?
Belki de öyledir ama kullandığı dil, sadece laikliği, cumhuriyeti ön planda tuttuğundan; benim diğer taleplerin bir parça arkada gözüküyordur.
Hani bu güzel cumhuriyete, bir de sınıfsal duruş eklenmeli.
***
Hak ve eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nun Gecce’deki röportajını (http://gecce.com/kultur-sanat/haber/bence-guzel-kadin) okuyunca, “Bu adam kaşları çatık bir asker” değil; aksine, “Doğa tutkunu-özgürlükçü bir sivil” dedim.
Misal onun kitaplarının hep “savaş konulu” olduğu zannedilirken, edebi bir dille aşkı, sevgiyi anlattığına tanık oldum.
Kuş konusu da ilgimi çekmedi değil…
Pamukoğlu tüm kuşların cinsini ve cinsiyetini bilirmiş…
25 bin çeşit kuş;
Nijerya’da uçanı, Pakistan’da uçanı, Amerika’da uçanı…
Bunların hepsini tek tek tanırmış…
Hayatını dağlarda savaşarak geçiren bir komutanın ağaca konmuş bir serçeyi seyretmesi, bana fazlasıyla hümanizm kokan bir davranış geldi.
***
Atatürk konusu çok özel tabii ki…
Atatürk’ü anlamak için sadece Atatürk’ü anlatan kitaplardan bir kütüphane oluşturmuş Pamukoğlu…
Tam 4435 kitap…
Bu kadar kitap nasıl okunur?
Uyumuyormuş ki Pamukoğlu…
“Uyuyacağıma kitap okurum” diyor.
Gecede hızlı okuma taktiği ile 2-3 kitap okuyormuş.
***
Kızlarının ilişkilerine hiç karışmamış Pamukoğlu…
Bir damat adayı olduğunda, “Siz karar verin” demiş…
Onlar da evlenmişler…
Sadece kendisi için değil, çevresindekiler için de, tüm toplum için de “özgürlük”isteyen birisi Pamukoğlu…
Bunu yaşamındaki pratiklerle de hayata geçirmiş.
Tek kriteri ise benim de saygı duyduğum bir kriter:
“Damat adayı benim karşıma gelip Atatürk hakkında ileri geri konuşursa, kızlarım da bilir ki, kapının önüne koyarım.”
Ben olsam, ben de koyarım…
***
Peki, arabasındaki CD…
Frank Sinatra imiş…
Herhalde “My Way”, onun yaşam marşıdır…
Neyse;
Özgürlük, kuşlar, Sinatra…
Böyle bir adamın ülkeyi yönetmesinden zerre rahatsızlık duymam.
Mevlüt Sosyal
Kocaeli Manşet Yazarı
Kocaeli Manşet Yazarı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder