HEPAR

HEPAR

Blog Arşivi, Tüm Yazıları Buradan Görebilirsiniz...

DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?


Türkiye’nin içerisinde ve 1300 Km’lik sınır hattının altında olup bitenler ve bundan sonra olacaklar, o kadar açık ve net ki, vaz geçtim zeka ve akıldan, sıradan bir canlının içgüdüleriyle bile anlaşılabilir, fark edilebilir vahamette!
Nedir bu, kesilen yollar ve insan kaçırmalar? Nedir bu ayaklanma provaları? Nedir bu Atatürk heykellerine saldırılar? Nedir bu bebek katilinden medet ummalar? Nedir bu Kandil soytarılarının savaş çığlıkları? Nedir bu meclis PKK’lılarının salyalı tehditleri, Nedir bu sınırlardaki askerlere ve şehirlerdeki polislere saldırılar? Nedir bu IŞİD ve Kobani PKK’lıları? Nedir bu Katarın terörist diye kovduğu adamları İstanbul’a yerleştirmek? Nedir bu CHP’nin genel başkan yardımcısının partisi adına PKK’lılarla birlikte Washington’da onların taleplerini dile getirmesi? Nedir bu milliyetçilik maskesiyle ne şiş yansın ne kebapçı MHP yönetiminin hali?
Önümüzdeki en az üç yılda, Irak ve Suriye’deki savaşlar, dolaylı olarak Türkiye’ye sirayet edecek ve Güneydoğu Anadolu adım adım Türkiye’den koparılacak. (Özerk, otonom ve birleşik Kürdistan olarak) AKP bu gidişin kılavuzluğunu korka korka yapıyor ama CHP’de bu siyasi sürecin destekçisi. MHP’ye gelince, yönetimdekiler meclise seçilebilsin de isterse dünya yansın, birkaç kem kümden öteye hiçbir halt yiyebilecekleri yok. Tersini sananların ise alnını karışlarım..
Vietnam, Afganistan, Somali, Irak örnekleri hep göstermiştir ki, ABD ve batı koalisyonu baştan züccaciye dükkanına dalan fil gibi önce dalarlar, her yeri tarumar ettikten sonra pılını pırtısını toplayıp çekip giderler, hasarı, zarar ziyanı da o ülke ve sınırdaş olan diğer ülkeler çekerler..
Birkaç gün sonra hem Irak hem de Suriye için TSK’nın yabancı topraklarda kullanılması için tezkere çıkarılacak, ( Bu da çocukların oyunundan farksız) her iki ülke için de, bu zaten vardı. Vardı da ne oldu? Türk savaş uçağı düşürüldüğün de ne yaptınız? Adamlar Suriye’den gelip Reyhanlı’da 54 vatandaşı öldürdüler ne yaptınız? Sayısız havan ve top mermileri bizim yerleşim alanlarına düşünce ne yaptınız? Cilvegözün’de 18 vatandaş patlayan bombalarla öldürülünce ne yaptınız? Türkiye Irak sınırı boyunca PKK kampları emme basma tulumba gibi dolup boşalırken ne yaptınız? Vazgeçtim bunlardan kendi topraklarında kırsala ve yerleşim alanlarında egemenliğini kaybeden bir hükümet, bu işleri Irak ve Suriye’de mi becerecek?
Yetkili veya yetkisiz, sorumlu veya sorumsuz hiç kimse kendini kandırmasın..
Çoluk, çocuk, kadın, yaşlı ve hastalara insani yardıma evet..Ama asla Türk ordusu Suriye topraklarına girmemelidir. Bunun bedelini sebep olanlar değil, Türk Ulusu ödeyecektir.. Bedel hem kan hem de maliyet olarak bize dönecek ki, sıradan birinin bunu başlangıçta anlayabilmesi ise çok zordur..
Tezkereler konusunda muhalefette bulunan iki muhteremin açıklamalarına bakın ve hizaya gelin! CHP muhteremi: “Destekleriz ama içeriğine bakacağız” (Yabancı topraklara ordunun girmesi, bir savaş halidir. Savaş çok karmaşık bir mücadeledir ve tezkere metninde bunun ayrıntıları olmaz. Bu vatandaş savaştan ne anladığını bu boş konuşma ile ilan ediyor.) MHP muhteremi: “ IŞİD’e karşıysa ve yabancı askerler bizim topraklarımıza gelmeyecekse, destekleriz.” (Sanki Suriye’de sadece IŞİD var. Silahların mermileri IŞİD’se gidip onu bulacak, değilse geri gelecek! Yabancı asker bizim ülkemizde olmayacakmış! Suriye sınırında Patriot bataryalarıyla birlikte yıllardır bekleyen ABD’li, Hollandalı, Alman askerleri neyin nesi? Şu Malatya Kürecikte radar üssünde bulunan askerler, yerli askerler mi?) Ve bu adamlar hükümet olup devlet yönetecek öyle mi? Al birini vur ötekine..
Her zaman yazıyor ve söylüyorum, bu PKK ve Kürdistan meselesi ile Suriye bataklığı AKP’nin hükümetten düşmesinin tek sebebi olacaktır. Zaman bunu gösterecek. CHP’ye gelince PKK’nın uzantısı ile flört etmek bir yana, bebek katilinin yıllardır istediği 6 maddelik kanun için AKP ile birlikte oy kullandı. Diğeri, MHP ise bu kanunun iptali için kılını bile kıpırdatmadı.. Nerelerde bu iki düzen partisi; laikliğin cenazesi kaldırılırken ve Cumhuriyet gömülmek istenirken?
Türk ulusu uyanın!. Biz bu çağrıyı ısrarla ve inatla yapmaya devam edeceğiz. Takım tutar gibi alışkanlıkla (insanoğlunun kolayına gelir) bu partilere oy vermekten vazgeçin. AKP’nin bu gün tutulmaz kapılmaz hale gelmesinin tek sebebi bu iki beceriksiz partinin muhalefette olmasından kaynaklanıyor, bunu nasıl görmezsiniz? Nasıl fark etmez ve nasıl kavrayamazsınız? Bir insan nasıl olur da olup biteni düşünemez ve kendini akıntıya kaptırabilir? Şahsi çıkarı varsa evet ama değilse bunun adı gafilliktir..
Bu aymazlık devam ederse ve şimdilik öyle görünüyor, daha çok göreceklerimiz var demektir..
Hayat karar ve eylemdir. Karar ve eylemin erdemi ise; insanın, ulusu için özveri de bulunmasından gelir. Bu gün o gündür. Hayatta kaldığınız süre için sizden sonra da çocuklarınızın geleceği için kaçınılmaz olanı yapın, mücadeleye girin..
Görmüyor musunuz bu düzen partileri ve onların mensuplarıyla ne hallere düştüğümüzü? Lafla peynir gemisi yürümez, ona buna suç atarak kimse akılsızlığına da bahane bulamaz. Beynine gardiyanlık yapma, kilit de anahtar da sende, özgür olursan adam olursun!.
Bu memlekette yeni bir laf türedi, bedeni ve beyni gevşeyenler ülkeyle ilgili ne sorun varsa: “Bu provokasyon” ve “masaya yatıracağız” Ne masası? Ne provokasyonu? Sizi yatırmışlar, üzerinize de kocaoğlan (Anadolu’da ayının adı) çıkmış tef çalıyor.. Devam edin ağrılarınıza iyi gelir!.
Korkarak, kaçarak özgür olunmaz…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

OSMAN PAMUKOĞLU’NUN DİĞER YÜZÜ


“Aynı yoldan yürür müsün?” diye sorsalar yanıtım “hayır” olur; fakat inceden inceye bir saygı, inceden inceye bir sevgi duyduğumu da ifade etmeden geçmem.
Mesela, lakabı “efsane paşa” olan birisinin darbelerle-muhtıralarla değil, demokratik yollarla iktidara gelme hevesinin olmasını çok değerli bulurum.
Bir netliği, gerçekliği ve gerçekçiliğinden etkilenirim.
Oy verir miyim?
Kuşkusuz ki vermem…
Çünkü ben Mustafa Kemal sevgimin yanına emeği, hakça düzeni, adaleti, eşitliği de katarak sandığa giderim.
Peki, o, öyle değil mi?
Belki de öyledir ama kullandığı dil, sadece laikliği, cumhuriyeti ön planda tuttuğundan; benim diğer taleplerin bir parça arkada gözüküyordur.
Hani bu güzel cumhuriyete, bir de sınıfsal duruş eklenmeli.
***
Hak ve eşitlik Partisi (HEPAR) Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nun Gecce’deki röportajını (http://gecce.com/kultur-sanat/haber/bence-guzel-kadin) okuyunca, “Bu adam kaşları çatık bir asker” değil; aksine, “Doğa tutkunu-özgürlükçü bir sivil” dedim.
Misal onun kitaplarının hep “savaş konulu” olduğu zannedilirken, edebi bir dille aşkı, sevgiyi anlattığına tanık oldum.
Kuş konusu da ilgimi çekmedi değil…
Pamukoğlu tüm kuşların cinsini ve cinsiyetini bilirmiş…
25 bin çeşit kuş;
Nijerya’da uçanı, Pakistan’da uçanı, Amerika’da uçanı…
Bunların hepsini tek tek tanırmış…
Hayatını dağlarda savaşarak geçiren bir komutanın ağaca konmuş bir serçeyi seyretmesi, bana fazlasıyla hümanizm kokan bir davranış geldi.
***
Atatürk konusu çok özel tabii ki…
Atatürk’ü anlamak için sadece Atatürk’ü anlatan kitaplardan bir kütüphane oluşturmuş Pamukoğlu…
Tam 4435 kitap…
Bu kadar kitap nasıl okunur?
Uyumuyormuş ki Pamukoğlu…
“Uyuyacağıma kitap okurum” diyor.
Gecede hızlı okuma taktiği ile 2-3 kitap okuyormuş.
***
Kızlarının ilişkilerine hiç karışmamış Pamukoğlu…
Bir damat adayı olduğunda, “Siz karar verin” demiş…
Onlar da evlenmişler…
Sadece kendisi için değil, çevresindekiler için de, tüm toplum için de “özgürlük”isteyen birisi Pamukoğlu…
Bunu yaşamındaki pratiklerle de hayata geçirmiş.
Tek kriteri ise benim de saygı duyduğum bir kriter:
“Damat adayı benim karşıma gelip Atatürk hakkında ileri geri konuşursa, kızlarım da bilir ki, kapının önüne koyarım.”
Ben olsam, ben de koyarım…
***
Peki, arabasındaki CD…
Frank Sinatra imiş…
Herhalde “My Way”, onun yaşam marşıdır…
Neyse;
Özgürlük, kuşlar, Sinatra…
Böyle bir adamın ülkeyi yönetmesinden zerre rahatsızlık duymam.
Mevlüt Sosyal
Kocaeli Manşet Yazarı

EKONOMİ’NİZİ SEVSİNLER!.


İç borç: 212 milyar dolar. Dış borç: 327 milyar dolar. Kredi kartı borçları: 83.3 milyar. Tüketici kredi kartı borçları: 248.4 milyar. Kredi kartını ödemeyenler: 618.286 kişi. Protestolu senet sayısı: 1.000.091 kişi..
Limanlar ve madenler dahil verimli tüm kamu malları yağma hasanın böreği gibi yabancılara ve yandaşlara dağıtıldı..
İşçi ölümlerinde dünyada birinciyiz. Son 8 ay da 1264 işçi hayatını kaybetti. Kozlu ve Elbistan’dan sonra Soma’daki 301 işçi katliamı göz göre göre geldi. İstanbul’daki asansörde hayatını kaybeden 10 işçiyi ise gözünü rant bürümüş katiller katletti.. Türkiye’de iş yapan 6800 şirketten 5000’i güvenlik kurallarına uymayı taahhüt etmesi gereken sözleşmeyi yerine getirmiyor. Getirmeyince ne oluyor? Küçük küçük paralar ödeyerek durumu idare ediyor!.
Sendikalara gelince, bunların işçilerle yakından uzaktan zerrece ilgileri yok. Bunlar, aşiret reisi bile değil, boş birer susak.. Bunun en bariz örneği Soma katliamından sonra TV ekranlarındaki surat ve söylemlerinden bile görmek mümkündü..
Tarım alanları yağmalandı ve yağmalanmaya devam ediyor. Köylü beş harcayıp bir alıyorsa neden bu zahmete katlansın ki.. Hayvancılık da can çekişiyor. Zeki milletlerin müteşebbisleri uyandı: “Şimdi dünyada silah beslenme” diyorlar. Geç bile kalmışlar çünkü dünyada 7 milyar insan yaşıyor ve harcanan 100 doların 50’si beslenmeye harcanıyor..
Dünyada gelişmekte olan ülkelerin hükümetleri, (Bizim gibiler) neoliberal ideolojiyi benimseyen egemenlerin işlerini yönetme sorumluluğu aygıtlara dönüştürülmüştür..
Neoliberalizmin; milliyetçiliğe ve tutkulu yurtseverliğe karşıdır, (çomak sokacağını bilir) ücretlerdeki düşüşler, eğitim, sağlık, barınma ve beslenme gibi temel yaşam ihtiyaçlarında haksızlık ve eksiklikler umurunda değildir. Zengin ve yoksul arasındaki farkın giderilmesi gibi, insani doğal duygu bu türde bulunmaz, sosyal devlet ise düşmanıdır..
Dün nereden geldiğini unutmuş, kendine saraylar yaptıran en pahalı uçaklarda uçanın yanında, milyonlarca kişi 823 lira asgari ücretle evini geçindirmeye çalışırken, annesinin ve kendinden daha küçük kardeşlerinin önünde ayakkabısız okula başlamaya giden 6 yaşında bir erkek çocuk!. Kimin parası kimin için harcanıyor? Bu’na katlanılabilir, sabredilebilir ve hoş görülebilir mi?
Türkiye’de vergileriniz nerelere ve neyin karşılığında heba ediliyor, hiç merak ettiniz mi? Milli takımın başındaki şahıs ayda 400.000 euro alıyor! Nedir milli takım? Türkiye’de futbol oynayan lisanslı futbolcularından istediğini seç, senede bir kaçı geçmeyen müsabakalarda, bu futbolcuları oynat.. Aman ne muazzam bir emek, alın teri!. İşte İzlanda maçı, bir kaplanın karşısında kedi yavrusunun şaşkınlığı ve çaresizliğinden başka bir şey değildi.. İzlanda’nın kişi başına düşen milli geliri 30-35 bin dolar, bizde ise ıkına sıkına 10 bin dolar olduğu iddia ediliyor! İzlanda’nın başındaki teknik direktör ayda sadece 14 bin dolar alıyor! Bu örneği niye verdim? En düşük gelir sahibinden bile alınan dolaylı ve dolaysız vergilerin nasıl har vurup harman savurulduğu, görün ve anlayınız diye..
Hak ve Eşitlik Partisi işte bütün bunlar ve öteden beri olagelen bu adaletsizlikler, haksızlıklar çok önceden görüldüğü için 2008 yılı sonbaharında kuruldu. Ve o tarihte kaleme alınan programları siyasi ilkeler olarak Kırmızı Kitapta, ekonomik ilkeleri de Beyaz Kitapta yayımlandı.. Arzu eden herkes parti sitesinden programları indirebilir, okuyup bilgi sahibi olabilir..
Sosyal devlet olmadan toplumsal adalet olmaz. Hepar’ın ekonomik programı “ biz sosyal demokratız” diye yıllardır ortada dolaşıp, mangalda kül bırakmayanlara da nal toplatır..
Hepar, ülkenin geleceğidir…
TEK UMUT TEK YOL HEPAR

Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı

KAN UYKUSU

YAYINLANMAYAN BÖLÜMLER İLE

Asalet ve Onur!..



Çözüm süreci teranesi “Millete, ahmak doğdular ahmak ölecekler.” muamelesinden başka birşey değildir..

Diyarbakır’da askeri kışla içersindeki göndere çekili olan Türk bayrağının göz göre göre indirilmesine mani olamamak tam bir rezillik ve maskaralığın daniskasıdır..
Bayrak egemenlik ve baş eğilmezliktir. O yükseklerde durduğu müddetçe millet asaletini korur ve hangi yöne gideceklerini bilir..
Bütün bunlara sebep olanlar Türk ulusuna şerefsizce hareket etmiş ve bayrağımıza leke sürülmüştür. Yapılan şey tüm halkımıza ebedi bir utanç olacaktır..
Asaletin gerektirdiği bir takım görevler vardır ve Türk ulusu için o gün gelmiştir..
Bir insanın en kıymetli ve son sarılacağı şey onurudur. Onu kaybettikten sonra geriye ne kalır ki?..
TEK YOL TEK UMUT HEPAR
Osman Pamukoğlu
Hak ve Eşitlik Partisi
Genel Başkanı


http://hepar.org.tr/